Gebelikte Akıntı: Ne Normal, Ne Değil? Endişelenmeniz Gereken Durumlar
Yazan Momy App | Yayın tarihi 24 Eylül 2025

Hamilelik, bir kadının vücudunda sayısız değişimin yaşandığı mucizevi bir süreç. Bu değişimlerden biri de vajinal akıntının miktarındaki ve yapısındaki farklılıklardır. Pek çok anne adayı bu durumdan endişe duysa da, aslında bu, gebeliğin en doğal belirtilerinden biridir. Ancak her akıntı masum değildir. Peki, ne zaman rahat bir nefes almalı, ne zaman doktorunuzun kapısını çalmalısınız? Gelin, gebelikte akıntı konusunu tüm detaylarıyla inceleyelim.
Gebelikte Vajinal Akıntının Artması Normal mi?
Kısa ve net cevap: Evet, kesinlikle normal! Gebelik sürecinde vajinal akıntının artması, anne adaylarının neredeyse tamamının yaşadığı yaygın ve sağlıklı bir durumdur. Vücudunuz, bebeğinizi korumak ve doğum kanalını sağlıklı tutmak için adeta fazla mesai yapar. Tıbbi olarak "lökore" adı verilen bu durum, endişelenmenizi gerektiren bir problem değil, aksine vücudunuzun gebeliğe uyum sağladığının bir göstergesidir.
Ancak bu durumun normal olması, her türlü akıntının normal olduğu anlamına gelmez. Önemli olan, normal olanla olmayanı ayırt edebilmektir.
Gebelikte Akıntı Neden Artar?
Bu artışın arkasında yatan birkaç temel fizyolojik neden vardır:
- Hormonal Değişimler: Gebeliğin başrol oyuncusu hormonlardır. Özellikle artan östrojen hormonu, pelvik bölgeye kan akışını hızlandırır ve rahim ağzındaki (serviks) bezlerin daha fazla sıvı salgılamasına neden olur. Bu da akıntının miktarını artırır.
- Rahim Ağzının Yumuşaması: Gebelik ilerledikçe, rahim ağzı ve vajina duvarları doğuma hazırlık için yumuşar. Bu yumuşama da salgıların artmasına katkıda bulunur.
- Koruyucu Bir Kalkan: Gebelik akıntısı aslında çok önemli bir göreve sahiptir. Rahim ağzında bir bariyer oluşturarak, vajinadan rahime doğru ilerleyebilecek zararlı bakteri ve enfeksiyonlara karşı bir kalkan görevi görür. Bu sayede bebeğiniz dış dünyadan gelebilecek tehlikelere karşı korunmuş olur.
Normal Gebelik Akıntısı (Lökore) Nasıl Olur?
Normal ve sağlıklı bir gebelik akıntısını (lökore) tanımak, gereksiz endişelerden kurtulmanın ilk adımıdır. İşte lökorenin özellikleri:
- Renk: Şeffaf, sütsü beyaz veya hafif kremsi renktedir. Kuruduğunda iç çamaşırınızda hafif sarımsı bir leke bırakabilir.
- Koku: Genellikle kokusuzdur veya çok hafif, rahatsız etmeyen, ekşimsi olmayan bir kokuya sahiptir.
- Kıvam: İnce, akışkan veya hafif yapışkan bir yapıda olabilir.
- Miktar: Gebeliğin ilk aylarında daha azken, özellikle son üç aylık dönemde (üçüncü trimester) belirgin şekilde artabilir.
Bu tanıma uyan bir akıntınız varsa, derin bir nefes alabilirsiniz. Vücudunuz olması gerektiği gibi çalışıyor demektir.
Hangi Durumlarda Endişelenmeliyiz ve Doktora Başvurmalıyız?
İşte bu bölüm, her anne adayının dikkatle okuması gereken en önemli kısım. Akıntınızda aşağıdaki değişikliklerden herhangi birini fark ederseniz, durumu takip etmek yerine mutlaka doktorunuza danışmalısınız:
- Renk Değişikliği: Akıntınızın rengi sarı, yeşil veya griye dönmüşse, bu bir enfeksiyonun (bakteriyel vajinozis, trikomonas vb.) habercisi olabilir.
- Kıvamda Anormallik: Akıntınız peynir kesiği gibi pütürlü bir hal aldıysa veya köpüklü bir yapıdaysa, bu genellikle bir mantar enfeksiyonuna işaret eder.
- Kötü ve Keskin Koku: Özellikle balık kokusuna benzer, rahatsız edici ve keskin bir koku, bakteriyel vajinozisin en tipik belirtisidir. Normal akıntı kokusuz veya çok hafif kokuludur.
- Eşlik Eden Belirtiler: Vajinal bölgede kaşıntı, yanma, kızarıklık, şişlik veya idrar yaparken ağrı gibi belirtiler varsa, altında yatan bir enfeksiyon olabilir.
- Su Gibi Sürekli Akıntı: Eğer akıntınız aniden artar, su gibi berrak ve sürekli bir hal alırsa, özellikle iç çamaşırınızı ıslatacak kadar bolsa, bu amniyon sıvısı (bebeğin suyu) olabilir. Böyle bir durumda zaman kaybetmeden doktorunuza veya en yakın hastaneye başvurmalısınız.
- Kanama veya Lekelenme: Pembe, kahverengi veya kırmızı renkte bir akıntı (lekelenme veya kanama) her zaman doktor tarafından değerlendirilmelidir. Cinsel ilişki sonrası zararsız bir lekelenme olabileceği gibi, daha ciddi bir durumun da habercisi olabilir.
Doktorunuza Bilgi Verirken: Randevunuza gitmeden önce şu detayları not almanız teşhisi kolaylaştıracaktır:
- Akıntının rengi, kokusu ve kıvamı nasıldı?
- Ne zaman başladı ve ne kadar sürüyor?
- Kaşıntı, yanma, ağrı gibi başka şikayetleriniz var mı?
- Unutmayın, gebelikte kendi kendinize ilaç veya bitkisel ürünler kullanmaktan kesinlikle kaçının.
Gebelikte Akıntının Rengi ve Anlamları
Akıntınızın rengi, sağlığınız hakkında önemli ipuçları verebilir. İşte renklerine göre akıntı rehberi:
- Şeffaf veya Sütsü Beyaz: Tebrikler, bu normal ve sağlıklı lökore akıntısıdır.
- Sarı veya Yeşil: Genellikle bakteriyel bir enfeksiyon veya cinsel yolla bulaşan bir hastalığın belirtisidir. Doktora başvurulmalıdır.
- Gri: Genellikle keskin bir balık kokusuyla birlikte görülür ve bakteriyel vajinozis enfeksiyonunun güçlü bir işaretidir.
- Beyaz ve Peynir Kesİği Gibi: Kaşıntı ve yanma ile birlikteyse, büyük olasılıkla bir mantar enfeksiyonu (kandidiyazis) yaşıyorsunuz.
- Kahverengi veya Pembe: Bu durum "lekelenme" olarak adlandırılır. Erken gebelikte yerleşme kanaması, cinsel ilişki veya vajinal muayene sonrası görülebilir. Ancak bazen düşük tehdidi gibi durumların da habercisi olabileceğinden, miktarı ne olursa olsun doktorunuza bildirmeniz en doğrusudur.
- Kırmızı (Aktif Kanama): Bu durum acil müdahale gerektirir. Miktarı ne olursa olsun, hemen doktorunuzu aramalı veya en yakın acil servise başvurmalısınız.
Gebelikte Genital Bölge Hijyeni İçin İpuçları
Artan akıntıyla başa çıkmak ve enfeksiyon riskini en aza indirmek için genital bölge hijyenine özen göstermek çok önemlidir.
- Pamuklu İç Çamaşırları Giyin: Sentetik kumaşlar nemi hapseder. Hava alan, pamuklu iç çamaşırları tercih ederek bölgenin kuru kalmasını sağlayın.
- Dar Kıyafetlerden Kaçının: Çok dar pantolonlar ve taytlar hava dolaşımını engelleyerek enfeksiyonlara zemin hazırlayabilir.
- Doğru Temizlik: Genital bölgeyi temizlerken parfümlü, kimyasal içerikli sabunlar veya duş jelleri kullanmaktan kaçının. Sadece ılık su veya doktorunuzun önereceği pH dengeli, hassas bir temizleyici yeterlidir. Vajinanın içini asla yıkamayın (vajinal duş yapmayın), bu bölgenin doğal koruyucu florasını bozar.
- Önden Arkaya Temizlenin: Tuvalet sonrası temizliği her zaman önden arkaya doğru yaparak anüsteki bakterilerin vajinaya taşınmasını önleyin.
- Kuru Kalmaya Özen Gösterin: Islak mayo veya terli spor kıyafetleriyle uzun süre kalmayın. Duştan sonra bölgeyi nazikçe kurulayın.
- Parfümsüz Ürünler Kullanın: Parfümlü günlük pedler, tuvalet kağıtları veya intim spreyler hassas olan bu bölgede tahrişe neden olabilir. Kokusuz ürünleri tercih edin.
- Günlük Ped Kullanımı: Akıntıdan rahatsız oluyorsanız, sık sık değiştirmek şartıyla kokusuz günlük ped kullanabilirsiniz. Ancak pedi uzun saatler tutmak nemli bir ortam yaratarak riski artırabilir.
Sorumluluk Reddi Beyanı: Bu içerik yalnızca bilgilendirme amaçlıdır ve tıbbi tavsiye yerine geçmez. Daha fazlası için Sorumluluk Reddi Beyanı sayfamızı okuyun.
Güncel Kalın
Hamilelik yolculuğunuz için en yeni makaleleri, ipuçlarını ve kaynakları e-posta kutunuza alın.